top of page

KURAN ÖNÜNDEKİ ÜMMÜL KİTAB'I (RİSALETİ) TASDİK EDER

  • Yazarın fotoğrafı: Sinan Dolayman
    Sinan Dolayman
  • 26 Şub 2023
  • 2 dakikada okunur


Yüce Allah'ın Kuran hakkında söylediği “kendinden öncekini tasdik eder ve kitabın tafsili (açıklaması) dır” ifadelerinin üzerinde biraz duralım. Acaba “kendinden önceki ve tafsil” ifadeleri neyi anlatıyor.


Hemen bunlardan bahseden şu ayetlere göz atalım:

“Bu Kuran Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Fakat o, önündekinin bir tasdiki ve kitabın tafsili olarak alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir, bunda hiç şüphe yoktur” (Yunus suresi, 37)


“Sana vahiy ettiğimiz kitab, kendinden öncekini tasdik edici olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.” (Fatır suresi, 31)


Ayrıca Yusuf suresi 111, Sebe suresi 31 ve diğer bazı ayetlerde bu ibareler geçmektedir. Bu ayetler incelendiğinde Kuran'ın önünde olan bir şeyi tasdik ettiğinden bahsedildiği görülür. Önceki makalelerimizde bahsettiğimiz Hz. Musa'nın ve Hz. İsa'nın risaletlerini (elçilik) tasdik edici olarak ‘ayatun beyyinat’ yani açık mucizeler geldiğini görmüştük. Bu açık mucizeler peygamberlerin kitaplarından hariç olarak gösterdikleri olağanüstü şeylerdir. Denizin yarılması, ölülerin diriltilmesi ve diğerleri…


Hz. Muhammed'in de risaletini tasdik edici olarak Kuran gelmiştir. Fakat Araplar kendilerine apaçık hakikatleri mucizevi olarak anlatan Kuran'a bakmayarak önceki peygamberlerde olduğu gibi harici, tabiatüstü mucizeler getirmesini istediler. Mesela İsra suresi 89-93 arasındaki ayetlere baktığımızda Arapların Kuran'ı anlamadıklarını ve kendilerine Kuran'ın dışında harici mucizeler getirilirse inanacaklarını söylediklerini görüyoruz.


Beyne yedeyhi (önündekini/elindekini) tasdik eder ifadelerinin geçtiği ayetlerde geçen “hi zamiri” ya Kuran'ı ya da Yüce Allah'ı işaret etmektedir. Buna göre Kuran, Kitab’ın anasını (hükümlerini) yani Ümmü'l Kitab'ı daha açık ifadeyle risaleti tasdik edici olarak gelmiştir. Önceki fakih ve müfessirlerin bu ayetlerdeki ibare ile ilgili olarak Tevrat ve İncil’in tasdik edildiğini kabul etmeleri şaşılacak derecede bir hatadır. Bu bakış açısı sebebiyle Hz. Muhammed (s.a.v) nübüvvetinin sanki de beli kırılmıştır. Sanki de peygamber o dönem (7. asır) mevcut olan Tevrat ve İncil’i onaylamak için gelmiş gibi algılanmıştır. Şu anda mevcut olan Tevrat ve İncil o dönemdekilerle aynı. Önündekini tasdik etmek ifadesindeki işaret geçmişe değil o anda var olan bir şeye yöneliktir. Bunu Yüce Allah açıkça Al-i İmran suresi 3 ve 4. ayetlerde bildirmiştir: “Sana Kitap’ı Hak ile indirilmiştir ve kendinden öncekileri tasdik edici olarak gelmiştir. O, Tevrat'ı ve İncil'i de inzal edip göndermişti. Bundan önce (onlar) insanlar için bir hidayet idiler. Furkan’ı da indirdi.”


Ayette Tevrat ve İncil için “önceden” ifadesi kullanılmış “önündeki” ifadesi onları nasıl kastetmiş olabilir. Müfessirlerin önündeki/elindeki ifadesinin Tevrat ve İncil’i kastettiğini ispat etmeye çalışmaları hatalı bir anlayıştır. Çünkü Yüce Allah, Meryem oğlu İsa’nın dili ile bunu açıklamıştır:


"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak üzere, size Rabbinizden bir ayetle (mucizelerle) geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin." (Al-i İmran, 50) Ayette de görüldüğü gibi Hz. İsa’nın İncil’deki nübüvveti, Hz. Musa'nın Tevrat’taki nübüvvetinin devamı niteliğindedir. İncil, Tevrat’ın hükmünü kaldırmamıştır. Hz İsa’nın şeriatı çok az farklılıkla Hz. Musa'nın şeriatının aynısıdır: “…size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak üzere”. Ehli kitap da bunun böyle olduğunu zaten kabul ediyor. Hz. Muhammed’e gelen kitap kendinden öncekilerin hükmünü kaldırmıştır. Yani Hz. Muhammed’den önceki nübüvvet Yüce Allah'ın “önceden insanlar için hidayeti (yol gösterici)idi. Şu an için değil. Ve tüm risalet (dini emir ve tebliğ) ise ümmül kitabın kapsamında bulunmaktadır.


Şüphesiz Allah, insanlara ibadetleri, ahlakı ve davranış kurallarını (yani Kitabullah'ı) açıklamak için risaletinin tebliğini murad etmiştir. Bunun için de risaleti tasdik etmek üzere "Kuran’ı ve Seb'u Mesâni'i indirmiştir. Başka bir deyişle davranış kurallarını, varlık hakikatine tasdik ettirmiştir.

Comments


bottom of page