Allah Katında Tüm Peygamberlerin Dininin Ortak Adı İslam'dır

İslam kelimesinin anlamı: Yüce Allah Kuran’da şöyle buyuruyor; "Allah katında din İslam'dır…” “Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: 'Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim.' Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: 'Siz de teslim oldunuz mu?' Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.” (Ali İmran, 19-20)

Din sözlükte ceza, itaat ve boyun eğmek anlamlarına gelir. Ceza (karşılık) Allah’ın kullarına dinde belirttiği bütün sorumlulukların tamamını kapsar. Din ayrıca millet ve şeriat anlamlarına da gelir. İslam kelimesi de ‘esleme’ kökünden gelir. Bu, boyun eğdi, teslim oldu anlamlarına gelir. "Şeyi falan kişiye teslim ettim" denildiğinde onu eda ettim (yerine getirdim) anlamındadır. Ayrıca İslam kelimesi barışa girmek yani sulh ve selamet anlamına da gelir. Yine İslam kelimesinin diğer bir anlamı da saf, katıksız hareket etmektir. Bu anlam Allah’ın şu ayetinde geçmektedir: "Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'ındır. Hayır onların çoğu bilmiyorlar." (Zümer, 29)

Hak dinin isminin İslam olarak nitelendirilmesi, sözlüklerdeki bu anlamların bütününe uygun düşmektedir.

Yüce Allah buyurdu ki; "İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel din'li kimdir?” (Nisa, 125)

İşte böylece Allah’ın "Allah katında din İslam’dır" sözünün (İslam ile) sınırlandırılması anlaşılır. Tüm milletlere gelen peygamberlerin dinini kapsar. Çünkü İslam bu dinlerin tamamının özünü, ruhunu ifade eder. Bazı sorumluluklar ve amellerin şekli değişik olabilir.

Kuran farklı bölümlerde bütün peygamberlerin dininin İslam olduğunu haber vermektedir.

Nuh (as) şöyle dedi: “Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum.” (Yunus, 72)

İbrahim (as) şöyle dedi: “Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir. Rabbi ona: Teslim (İslam) ol dediğinde (O:) 'Alemlerin Rabbine teslim oldum' demişti. İbrahim, oğullarına da bunu tavsiye etti. Ya'kub da aynı tavsiyede bulunarak şöyle dedi: Ey oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti. Artık ancak Müslüman kimseler olarak ölün." (Bakara, 130-132)

Yusuf (as) şöyle dedi: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada da ahirette de benim velim sensin. Benim canımı Müslüman olarak al ve beni salihlerin arasına kat." (Yusuf, 101)

Sebe Melikesi şöyle dedi: “Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim (İslam) oldum.” (Neml, 44)

Musa (as) şöyle dedi: “Ey kavmim, eğer siz Allah'a iman edip müslüman olmuşsanız artık yalnızca O'na tevekkül edin.” (Yunus, 84)

Firavunun sihirbazları şöyle dedi: “Sen bizden sırf, Rabbimizin ayetleri bize geldiğinde onlara iman ettik diye öç alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bolca sabır ver ve canlarımızı Müslümanlar olarak al." (Araf, 126)

İsa (as)’ın Havarileri şöyle dedi: “Nitekim İsa, onlarda inkârı sezince, dedi ki: 'Allah için bana yardım edecekler kimdir?' Havariler: Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten müslümanlar olduğumuza şahid ol' dediler. Ey Rabbimiz! Biz senin indirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk. Bizi şahitlerle birlikte yaz!” (Al-i İmran, 52-53)

(Çeviri)